17 Temmuz 2011 Pazar

Bu aralar ...

Yaz günlerimiz hareketli geçmeye devam ediyor.Zaten yaz mevsiminin bu kadar hızlı bitip tükenmesi sanırım hiç boş kalmayan zamanın birçok aktiviteye bölünmesindendir.Geçen ay kızımla ilk kez babasız tatile gittik.İzmire olan ucak yolculuğu başta gözümde büyüyordu.Acaba nasıl başa çıkarım ? sorun yaşarmıyız diye endişeliydim.Gidecegimiz gün uçağa binmemize saatler kala kardeşimin de gelebilecek olması çok iyi oldu.Uçakta hiçbir sorun yaşamadan izmire ulaştık.Uzun zaman olmuştu izmire gitmeyeli.Anneannemi , dedemi ve geri kalan herkesi çok özlemişim.Onlar da Ayşemi görmeyeli epey zaman olmuştu.Anneanne evi gibi yok:) çocukluğumdan beri çok severim evin sıcaklığını dolup taşmasını her an misafir gelebilir,yemek masası dolar taşar anneanne evinde. Tabi yine sekmedi ve bir sürü misafirimiz geldi  :)  Evde yavrunun yemesi uykusu sekmesin diye iki günlüğüne dayıma geçtik.Dayımın kızları ki onlara kız demek ne derece doğru bilemiyorum :) üçü de afet izmir güzelleri olmuş :) insan bakmaya doyamıyor. Sağolsunlar ayşe ipekle oyunlar ,masallar, resimler derken harika vakit geçirdi kızım.Bol bol gezdik.Tek sorun ayşe ipeğin yürümek istememesi ve benim oraya arabasını götürmemiş olmamdan dolayı gezdiğimiz yerler boyunca ipeği kucağımda taşımaktı.Annem de yanımızda olmamıza ve ipeğin onu çok sevmesine rağmen ne teyzeye ne anneanneye gitmedi.Hep kucağımda olmak istedi.Tabi benim belim bu duruma daha fazla dayanamadı.Ailecek bel özürlü olduğumuzdan ilk sıkıntı hep belde başlıyor bizde:) Canı sağolsun kuzumun dolu dolu eğlendik.Bol bol güzel anneanne yemekleri yedik.
En son teyzemde mükellef bir kahvaltı sonrası hoop tekrar uçağa ve baba ocağına döndük.Kalabalık aile saadeti sonrası insan evine döndüğünde ne kadar yalnız hissediyor kendini.Biz üç kardeşiz ve ailemizde neredeyse herkes üç kardeş:) Hep bir kalabalık hep bir atraksiyon vardır.Yapılacak hiç bitmez.Hareket şamata hep olur.Aslında çok olmak güzeldir.Destek olursun ,ortak olursun,paylaşırsın ve güç alırsın.Zaman zaman tek çocuk doğru mu sorusu kafama takılıyor.Ama yeni bir insan sorumluluğu korkutuyor.Hele çalışan anne modunda ikinci çocuk fikri hemen uçup gidiyor.

Kızım 30 aylık oldu.Şunun şurasında 3 yaşına ne kaldı? Kreş günleri mutlu huzurlu devam ediyor.Kreşte eglenceli ,güzel vakit geçirdiğini biliyorum.Sabahları büyük bir itina ile evden hazırlanıp çıkıyoruz.Şu sıralarda yeni alıp üzerine giydiği kıyafetler için yorumlarında 'bundan selen'de de var anne biliyomusun 'diyor.Yaptıkları tek tek anlatıyor.Geçenlerde üst üste gelen iki olay yaşadık.İlkinde ipekten bir iki ay küçük bir arkadaşı kahvaltı yaptıkları sırada tırnakalrı ile ayşe ipeğin yüzünü çizmiş.İnsan böyle şeylerle ilk defa karşılaştığında nasıl tepki vereceğini şaşırıyor.Aradan bir kaç gün geçtikten sonra bu sefer yine aynı arkadaşı bu sefer kolunu ısırmış.Çocuğun saldırgan bir yapısı olduğu kesin.Biz de ipeğin bir süreliğine o arkadaşı ile aynı ortamda olmamasını rica ettik.Çok karmaşık duygular yaşadım.sonuçta karşımızda ki de bir çocuk! ama bir yandan da kızımız zarar görüyor.Öğretmenleri de her daim yanındalar ancak an meselesi bu olanlar.Umarım başka bu tarz sıkıntılar yaşamayız.Bu arada çocuğunuz bir başka çocuğun şiddetine maaruz kalırsa ne yapardınız? Kızıma kendini koruması gerektiğini arkadaşının yaptığının doğru olmadığını anlattık.Böyle bir durumda kendisine vuran biri varsa ne yapmalı ?

Çok ince bir nokta.Sen de vur saçını başını yol denmez.Olsun vursun bişey olmaz da denmez.Karmaşık bir durum.

İpek gece uyanmalarına devam ediyor.Gece uyanıp süt içmek istiyor.Geçtiğimiz haftalarda gece uyanıp callıu tipabı  ve çukaka diye tutturdu.Öyle bir ağlayıp bağıyor ki dışarıdan duyan çocuğa ne yapılar diyebilir o derece.Neye uğradığımızı şaşırdık.İlk gece yaklaşık 45 dakika çukaka diye ağladı.Önce anlatmaya çalıştık bak bu saatte çukaka yok diye.Ama nafile bizi duymuyor bile.Sonra bıraktık hiç birşey söylemeden ağlamasını  dinledik.Neyse biraz süt ile sakinleşip uyudu.İki gün sonra bu sefer yine gecenin bir körü tutturdu tipap diye Kitap alıp eline verdiysekte nafile susturamadık.Sonunda yorgun düşüp uyudu yine.Şimdi hatırladım bir de kırmızı araba istemişti.Acaba nerden aklına geliyor gecenin bir körü yavrunun aklına bunlar ? Bütün bunların dışında bizi bekleyen bu yaz için bez bırakma çalışmalarına yeniden başlamak olacak.Umarım kolay yoldan olur.Zaman zaman oturak kullanıyor ancak bezi seviyor.Onu bırakırsa bebeklikten çıkacağı düşüncesi var sanırım.Bazen ben büüdüüm anne artık diyor.Ve oturağa yapıyor.Ama bazen ben bebeğim deyip bez istiyor.Biz ise tamamen ona bırakmış durumdayız.Her iki durum da kabulümüz şimdilik.Zorlama yok.Bakalım bu yaz bu iş çözüme ulaşır ve artık bez derdinden ! kurtuluruz.


18 Mayıs 2011 Çarşamba

2 yaş kimlik oluşum

Bu sefer gerçekten uzun bir ara oldu sanırım.Ama biraz ara vermem gerekti.Biraz yenilenmek biraz biriktirmek gerekti.Hani bir de bazen yazmak istersin de yazamassın ya ,benim için öyle oldu.Zaman durmadı elbet.Zaman devam etti kızım 27 aylık bana göre hem büyük hem küçücük bir kız..

Bugünlerde kreş arayışlarımız sonuç buldu ve içimin sindiği bir kreş ile anlaştık.Şimdilik haftanın 3 günü olarak yumuşak bir geçiş yapmak niyetindeyiz.Bu süreçte ipek bizi yönlendirecek.Mutlu mu ? huzurlu mu? kilo alıyor mu ? gelişiyor mu ? göreceğiz.Kreşlerde seçenekler çok. çok çeşitli kreşler olduğu gibi içlerinde de farklı uygulamalar bulunan kreşler var.Oyun grupları 5 yarım günler 3 tam günler 3 yarımlar falan oooo  bi dolu seçenek.Kimi var tamamen maddi kaygılı,  kimi biz çocukların mutluluğu için çalışıyoruz deyip ipleri çocuklara bırakmış.Ama şunu çok iyi anlamış bulunuyorum ki okul olayı daha yuvadan başlıyor ve zor iş.

Tabi bu zaman içinde ipek çok değişti.Bıdık bıdık her şeyi anlatıyor. sayıyor ,zıplıyor hopluyor, istekler için mücadele veriyor.İki yaş sendromunu en kıyısından atlatmak için okuyor , sabır sayıyoruz.Neticede işe de yarıyor.

Şimdilerde taklit ustası kızım biz nasıl davranış sergiliyorsak aynısını kendisinde görmemiz mümkün hale geldi.Zaman zaman beni çok şaşırtıyor.Öyle şeyler söylüyor durup bakıyorum acaba bu kocaman cümleler kimden çıktı diye:) Geçen gün evden çıkarken kapıyı kapatacaktım ki bana anahtarı aldın mı ? diye sordu.Büyüyor ve her geçen gün kendi kimliğini oturtuyor.Seçimleri daha sabit ,istekleri daha net, uykuları daha düzenli, hala rutinlerini seviyor.Ve hala bizi etrafında döndürebiliyor:)

Kreşlerin belki en can sıkıcı yanları yeni başlayan yavruların kaçışı olmayan hastalık mücadelesine girmeleri bence.Düzen değişiyor, tek olduğu, hakimi olduğu ortam değişiyor.Bu bile başlıbaşına sıkıntılı bir gerçek.Kreş ile ilgili deneyimler ,yaklaşımlar yaşandıkça anlatılacak.

16 Ocak 2011 Pazar

tarihe notlar düşmek gerek.Unutuyor insan zaman geçtikçe..

Babannesi: İpek odan çok dağılmış hadi toplayalım odayı
Ayşe ipek: haayır poopamam

Yılbaşı zamanı ağaç süslenir.(Ayşe İpeğin tüm sabotelerine rağmen)

Anne: ağaç süsleri ağacın üstünde durur.
Ayşe ipek: bir süre geçtikten sonra elinde bebeğine ' ağaç hayır, ağaç eblenmez 'derken bir el ağacın üzerinde ki süsleri çekiştirmektedir.

iki yaşına geri sayımın başladığı şu günlerde iyice dillenen kızım artık bize laf yetiştirme durumunda.

söylediğinde en çok güldüğüm (içimden tabi)

Evet  - Ebet

Döküldü - dötüldü

Mendil  - mendii

ayakkabı- aabbuu

artur - arçur

şeker - çeçer

Bu arada elleri kirliyse hiç bir yere dokunmaz silinmesi için elleee  elleee  diye ortalarda dolanır. üstü başı kirlense ıslansa hemen çıkarır , saçına mutlaka tota takılmasını ister.Tota takılırken özenle bekler,aynaya bakmaya bayılır önü arkası pozlar verir, yeni alınan bir kıyafet giydiğinde mutlaka menim diye gösterir,
boya kalemlerine bayılır günde bir kaç posta cizci (çizgi) yapmak ister.oyun hamuru bulamassa evde ki ekmek içini hamura çevirip hamuu hamuu diye dolanır.