18 Temmuz 2010 Pazar

temmuz 18 ay mı?

18.ayın içinde olduğumuz şu günlerde aslında pek keyifli olduğum söylenemez.Hastalıklarla başlanan bir yaz aslında hiç hazırlıklı olmadığım ,aklımın ,ruhumun tamamen farklı sularda yüzerken birden alarm durumuna geçmesiyle beni farklı bir yerlere savurdu diyebilirim.Neyse ki kısa zamanda toparlanıp kendimize geldik.Yaşadıklarımız hep kazandıklarımız mı? Büyük ölçüde evet diyesim var.

Bu postta hastalık yazmak istemiyorum.Sonuçta hepsi atlatılıp geçiyor.Geçişlerde de biz kazanıyoruz.Ne kazanıyoruz ? Tecrübe.Ne işe yarar? At bir kenara zamanı gelince anlarsın.

Evet 18. ayını dolu dolu yaşayan minik dünyalı güzeller güzeli kızım pek oyunbaz bişi oldu.Ve ben bu ay gelişmelerinin daha hızlı olduğu , artık bebeklikten çıkıp çocukluğa yol aldığına daha fazla şahit oldum .Ustaca bardak kullanımına geçme,kendi kendi yemek yeme, çişini oturağa yapmaya başlama,3 diş birden çıkarma, oyunlara daha hakim olma, yeni kelimeler (tatal,teyte,hala,niya=miyav, hau hau=hav hav, baban=babanne...)bunların yanı sıra daha anlam veremediğimiz bir çok bebek dili derken kızım büyüyor.
Bu yaz sonunda bezden tamamen kurtulmayı hedefliyorum.Umarım başarılı olabiliriz.Hem gece hem gündüz bezden kurtulmuş bir şekilde kışa gireriz.

Bez derdinden kurtulmanın yolu aslında bezi gerçekten bir dert olarak görmekten geçiyor sanırım.Bir de bu çişi krozet veya oturak neyse yapmanın keyifli bir iş olduğunu ! fark ettirmek işi kolaylaştırıyor.Netice de her çocuk bezden kurtuluyor.Biraz çocukta belirleyici bir faktör oluyor.Kesin belirti vermeyen ve oturak işine sevimli bakmayan bir bebek zorlanarak bez bıraktırma yoluna gidilmemeli diye düşünüyorum.

Aklımda yapmak istediklerim,Günümde yapamam gerekliliklerim,yaşanılan anda beklettiklerim ile vakit geçip gidiyor.Görüldüğü üzre her şey bekliyor.Temmuz ortasında sıcak bir gece yaşanıyor.Dışarıdan keyifbaz cırcırın sesi geliyor.