Mutlu bir yıl gelsin, Sevgi ile geçsin
29 Aralık 2009 Salı
moda yeni yıl
Mutlu bir yıl gelsin, Sevgi ile geçsin
22 Aralık 2009 Salı
ev halleri
9 Aralık 2009 Çarşamba
kaliteli misin gelin ? çaydan mı geçtin? yanaklar al al olmuş ne yedin içtin?
İpek kuzum artık yürüme olayını tamamiyle çözdü.Çok rahat hareketlerle köşeler dönülüyor , koltuklardan pıtır pıtır iniliyor,engeller usta hareketlerle aşılıyor.Evi yeniden keşfediyor.Odasının ona ait olduğunun , kendi eşyalarının orda olduğunun bilincinde.Oyuncaklarının bir bölümünü odasına aldık.Zaman zaman gidip orada oynayabileceğinin farkında bıdık.
Yemeklerimiz aynen devam.Süt , bal,yumurta beyazı vs dışında artık bir çok mevsim sebzesi ,kurubaklalar,püreler afiyetle yeniyor.En sevdiğimiz yine meyvalar.En en sevilen ise mandalina.Elimde gördüğü an sabırsızlanıyor yemek için.
Ceee oyununu artık genişlettik.Odalar arasında oynuyoruz.Yakama,saklama,bulama oyunları en keyif alınanlar.Kitaplarında tepkilerimiz aynı.Benim aaa dediğim resimler parmakla gösterilip aaa diye tekrar ediliyor.Kitaplarda göz burun ağız detaylarına takılmış durumdayız.
Akşamları eve gittiğimde pek keyifle oyunlar oynuyoruz.Babanın geleceği saat yaklaşınca bıdık hanım hemen kapı civarlarında söylenmeye başlıyor.Baba gelince kapı sesini hiç kaçırmıyor.En sediği şeyi bile yapıyor olsa bırakıp bir koşturmaca dooğru baba kucağına.Sanırım benden daha çok babasını özlüyor. İnsan kıskanır mı bunu ? evet kıskanır.
Bu ay daha önce geçirdiği idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle istenen voıdıng (sondalı film) grafiyi çektirdik.Benim için çok zor bir karar süreci oldu.Ne kadar gerekliydi ? nasıl olacaktı ? sonuc diyelim ki kötü çıktı veya sınırda çıktı neler yapılacaktı? hepsi hepsi araştırıldı.Güvenebileceğim bir kaç dr fikri alındı ve nihayetinde bu grafiyi çetirmeye karar verilip nerede en güvenli bu işlemi yapabiliriz bulundu , çekildi.Çok şükür problem çıkmadı.Mesaneden böbreklere herhangi bir kaçak olmadığını ispatladık.Bir yaşın altında geçirilen idrar yolu enfeksiyonlarında kaçak oranı yüksek olduğu için , ben bu çekimden kaçmak istedimse de yapamadım.
Randevu günü hazırlandık.Hazırlandık derken çekim için özel bir hazırlığa gerek olmuyor ancak anne babanın kendini psikolojık olarak hazırlaması gerekiyor.15 dk gibi kısa bir sürede işlem yapıldı.İdrar sondası takılıp mesaneyi dolduruyorlar bu arada görüntü alınıyor.Sonrasında sonda çıkarılıp işeme esnasında görüntü alınıyor ve işlem sonlanmış oluyor.İpek çişini yapınca işimiz çabuk bitti.Sonucunda olumlu olması içimizi rahatlattı.
Tüm bunlarla meşgulken domuz gribi aşısını olamadık.Ama zaten virüste şekil değiştirmiş.Bu işinde sonu yok gibi.Her virüs için ayrı aşı diyorlar.İşin ekonomik boyutu bazıları için epey keyifli olsa gerek.Bir yandan da grip olup ölenlerin sayısı da artıyor.Hoş bu konu da bir zaman sonra gündemden düşer yeni bir grip türü daha türetilebilir.İşin aslı sanki biz bağışıklığımızı güçlendirdikçe mikroplarda 'hımmm demek öyle alın o zaman bir de bu şekil yapalım' diyorlar gibi :) Tabi yine de işin özü iyi beslenme , kaliteli gıdalar ,kaliteli su, kaliteli hava, kaliteli zaman .... yani her bir şey kaliteden geçiyor.Zaten yakında avrupa uyum durumlarında akredite edilen yaşamlar olarak sıralanacağız gibi. Düşünsenize her ailenin akreditasyon denetimlerinden geçirildiğini. Üf üf neler olur neler :)
18 Kasım 2009 Çarşamba
rüyamda hıncal uluç,placebo ve karışık duygular karmaşık günler
Bir kaç gündür annemin sağlık problemleriyle ilgili kafam epey karışık.Tıp dünyası enteresan bir dünya.Bir şikayet sonrası doktora koşuyoruz sonra doktorumuz bize yapmamız gerekenleri sıralıyor ancak son yıllarda bizler hımm biraz doktor doktor gezelim sonra bir karar veririz diyoruz.Hem yoruluyor hem kararsızlığımız artıyor hem kafalar iyice çorba oluyor.Aslında bizleri bu yola sevkeden sadece bizim merak duygumuz mu? Yani hatalı tedaviler ,güvensizlik yaratan sağlık personeli, özel kurumların artmasıyla da maddi kazanç isteği işi çığrından çıkarttı diye düşünüyorum.Özek hastaneleri tercih ediyoruz.(Maddi imkanlar elverdiğince tabi)Çünkü devlet hastanelerini durumu ortada.Tanıdığım bir aile bebeklerinin ateşi yüksek olduğu için özel de dahil olmak üzere bir çok doktora gittiler.Devlet kurumlarında zaten doktor muayene ettikten sonra çok ta fazla açıklama yapmadan gönderiyor diyor anne.Özel hastanelerde istenen tetkikleri yaptırmak bir dolu para. Ayrıca devlette branş doktorlarından randevu almak ne mümkün neredeyse 6 ay sonrasına randevu veriliyor.Aile bebeğin ateşi yükseldikçe kapıp acilde soluğu alıyor.Her bir seferinde ayrı bir hekim görüyor bir antibiyotik bir ateş düşürücü yine ev yine bebeğin başında nöbette geçen geceler....
İşte böyle karışık karmaşık duygularla bir karar vermek gerekiyor.Bu arada hayatta güzel gelişmelerde yaşanıyor.Küçük kardeş görümce sözleniyor.Biz biraz daha mı büyüdük ne! Benim minik kuzumu da istemeye gelicekler mi? İsteme diye bir olay kalacak mı? Bunu şimdinin genç anneleri bizler mi yönlendireceğiz? Gelecekte adetlerin devamı ,gelenek görenekler bizim verdiğimiz kadar mı yaşanacak ? Yeni nesil bizim bebeklerimiz çocuklarımız yaşadığımız dünyayı biçimlendirecek yönlendirecekler mi? Bizim sorumluluğumuz bu denli büyük mü?
Şimdi gidip süslenmek gerek :) Akşam için hazırlanmak gerek :) Mutlu günü kare kare fotograflamak gerek:)
11 Kasım 2009 Çarşamba
10 Kasım 2009 Salı
Hızlıca akıp giden zaman
23 Ekim 2009 Cuma
Diş Gelir Hoş Gelir Ley Ley Lüm ... :)
- El çırpıyor
- Öpücük veriyor
- Ce ce oynuyor(eline ne geçirse ce ce konusu bazen :))
- Desteksiz bir iki adım atıyor
- Dış kapıdan dışarı çıkılacağını biliyor.Dışarı çıkmak istediğinde kapıya gidiyor.
- Başka bir odaya gidip kapıyı kapadığımda beni göremese bile orda olduğumu biliyor.
- Hayır ,Cıs, Ellenmez gibi kavramların ne anlama geldiğini biliyor ama yine de yapmak istiyorsa tepki veriyor.
- Duyduğu her müzik sesiyle oynuyor (dansçı mı olacak ne? )El çırparak bile oynatmak mümkün yani :)
- Ayaktayken oyuncağıyla birlikte yaylanabiliyor.
22 Ekim 2009 Perşembe
MİM Cİ
İncir faydaları say say bitmeyen bir meyve :) Hücre yenileyebilen gıdalardan biri kendisi :) Tabi bunlarla hiç alakası yok blog ismi olmasının.Ben sevdiğim bebekleri incirrrrecceeliii diye sıkıştıra sıkıştıra severdim.Kızım olmadan evvel.Kızım olunca en incirrreceli o oldu :) Hem tatlı hem güzel hem her derde deva :)
2-Blog yazarken star tribiyle olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı?
Evde ,işte,cafede,internet olan heryerde yazabilirim.Yeter ki kendimle kalabileyim.
3-En son satın aldığın garip şey ?
Epey düşündüm ama garip bişey bulamadım ben yav :) Aldığım herşeye ihtiyacım vardı.Gerçekteen :)
4-Şeker gibi olduğun anlar ?
Kafamda çözümsüz bekleyen sorunlar yoksa,sevdiğim yanımdaysa,kızım yeni bir şeyler öğrenip yapıyorsa,tatildeysem,havuzdaysam,saçımda ki beyazlar boyanmışsa,giydiğim kıyafeti içime sindirdiysem,başıma antin kuntin işler gelmediyse şeker gibiyimdir.Hay allah aslında ben hep şekerim yahu :)
5-Arkadaşım artık sormayın şunları dediğin?
Süt ve türevleri ile ilgili sorular (hala süt veriyor musun? ne kadar emdi? sütün var mı? geldi mi? bitti mi? sanırım sütün yok senin baksana çocuk doymamış bence ..... hırrrrrrrrr )
Kaç kilo aldın? Göğüslerin önceden de büyükmüydü? Süt iznin ne zaman bitecek?
Erkek mi? sorusu hamile kaldığım ve dışardan birazcık belli olmaya başladığı günden bu zamana hala ! devam eden soru :) Pembe patik ,saçta ki toka falan ı ııh önemli değil. İlle sorulacak o soru :) Neden iki isim ? yazık çok zorlanacak çocuk tüh vah .... Hangi ismini kullanıyosunuz ?
6-Aynaya bakınca gördüğün?
Ben :) bu benim :) ara ara hımmm saçımı boyatayım kaşım çıkmış ay yorgun bu kadın , zaman zaman aferin kız :) kahretsin yine çok güzeliimm yaaa :)))(narsist bu kadın canım )
7-Kendini okutan blog dediğin ?
Her blog kendini okutabilir kanısındayım.Her fikre hemfikir bir grup olabilir :) Paylaşım güzel.Yazmak aslında zor iş.Duyguları düşünceleri düzgün iletmek zor.Yazmak güzel iş, kendini de keşfediyorsun yazarken.Yazmak aslında okumaya teşfikediyor insanı.Bu nedenle yazan okur da aynı zamanda.Okuyan da okur zaten ayırım yapmaz.Okuyan kötü olanı da okur iyi olanı da okur :) Çok mu politik oldu yahu :)
8-Bu blog sahibi ile karşılaşabileceğin yerler?
Ah bu blog sahibiyle en az karşılaşabileceğin yer evi olsa gerek te en sık nerde nerelerde acıbadem,Suadiye,caddebostan sahil,capitol,kadıköy,anadolu sağlık merkezi,d&r,remzi kitapcısında,madoda mudoda modada :) amanin daha çok ama en sık bunlar sanırım :) yoksa açılım çok yani :)
Şimdi hazır yazabiliyorken devam edeyim.Kızım İdrar yolu enfeksiyonu oldu.Geçen perşembe gecesi saat 2 gibi mıkırdanınca yanına gidip bakayım dedim.Odasının kapısından baktım uykuda gibi ama huzursuzluk var biraz sanki.Yanına gittim bir öpücük baktım yanıyor kuzucuğum.Ateşini ölçtüm 39 hemen acilde aldık soluğu.Fitil falan ateş düştü.Boğaz kültürü yapıldı idrar örneği için idrar poşeti takıldı evimize döndük.Ertesi gün ateş yükselmedi ama kusma başladı.Çiş örneğini de anca alabilip test için götürdük.Sonuç idrarda enfeksiyon:( Durum böyle olunca kızımı kaptığım gibi vakit kaybetmeden Dr un bulunduğu hastaneye gittik.Giderken yatıracaklarını tahmin ettiğim için çantamızı toparlayıp gittik.Ve hastaneye yatırdık kuzumu.Bu arada İpek böceğim masum masum vücudunu ele geçirmeye çalışan bakterilerden habersiz bizimle oyun oynamaya çalışıyor,arada yorgun düşüp uyumak istiyordu.Doktor da idrar yolu enfeksiyonu konusunda hemfikir olunca bir dizi tahliller için kan alınıp serum takılması gerekti.Bebeklereden kan almak serum takmak zor iştir.İncecik damarı bulmak ki bir çok bebek pofudik olduğundan damarı görmek daha da zor olur.Neyse ki damar krizi yaşamadan tek bir seferde işlemi halledebildik.İpek kuzum aşı olduğu zaman ki kadar ağladı:( Ve geçen 3 gün boyunca hastanede antibiyotik ve serum tedavisine devam ettik.Şimdi evimizdeyiz.Antibiyotiğini ağızdan veriyoruz.
İdrar yolu enfeksiyonu kız bebeklerde daha sık rastlanan bir durum.Anatomik olarak idrar ve dışkının yolu birbirine çok yakın.Bebeklerde bu durum daha önemli çünkü kaka beze yapıldığından bulaşma riski çok yüksek.Ayrıca kızlarda idrar yolu da erkeklere göre daha kısa.Yani koruma cok zor.Bu nedenle kaka temizliği mutlaka önden arkaya yapılıp çok sık sabunla yıkamamak gerekli.Şimdi kontrol günümüze kadar evde tedaviye devam.Ateş yok kusma yok bol su içimi var :) beslenmesi iyi:) tekrarlamaması gerekiyor.Tekrarında başka anatomik problemler ortaya çıkabilir ki bunu düşünmek bile istemiyorum.
Yenianne nin mimi çok yakında bu blogta
14 Ekim 2009 Çarşamba
teledünya ve anne tv ve ve konuşma işi
İş dönüşü eve varınca bazen çok neşeli oluyor gülücükler saçıyor bana :) bazen somurtkan olup , yüzüme bile bakmayabiliyor :( Ben her iki durumda da aynı tepkiyi vermeye çalışıyorum. Eve gittiğimde ilk işim kızımla özlem gidermek yuvarlanmak şarkılar söylemek .... En az 20 dakkikamız bu şekilde geçiyor. Aslında sonrasında da yine ayşe ipek oluyor.Biraz yoğurt meyve veya muhallebi yemek ,banyoda sularla köpüklerle oynayıp , aromatik bebe yağlarımızla masaj keyfi yaşadıktan sonra, pijama giyilir saçlar taranır bu sırada baba eve gelir biraz onun kucağında vakit geçirilip, süt içtikten sonra masallarla yada ninniyle uykuya dalar minnoşum.Büyüme sürecinde gereken sevgi ,ilgi ve bakımı alan bebekler okul başarıları ,sosyal becerileri ve insan ilişkileri daha kuvvetli oluyormuş.Zaten onu o kadar çok seviyorum ki , uykusunda bile özleyebiliyorum :) Konuşmaya başlayacağı günleri çok merak ediyorum.Aslında çocuk delisi bir anne olup kızımı şımartmak ta istemiyorum.Bu oranı ayarlamak ise ayrı bir beceri sanırım.Şımartma ile sevgi arasındaki oranı bulabilmek ise tecrübe ile olacak .Yeni serüvenler devam edecek anne öğrenecek :)
10 Ekim 2009 Cumartesi
acaba yürüyor muyum ?
4 Ekim 2009 Pazar
Bugünlerde Ayşe İpek yürüme alıştırmalarında.Bir süre ayakta durabiliyor.Adım atacakken yuvarlanıyor:) Kitaplarını tanıyor.Oyuncaklarıyla daha ilgili oynuyor.Gel gel , bay bay , el çırpma yapabiliyor.Sevdiği şarkılarda oturduğu yerde popo hareketiyle oynuyor :) ayaktaysa ayağı ile oynuyor :) Ara ara naralar atıp uzun uzun gevezelik yapıp bla bla bişeyler anlatmaya çalışıyor.Hayır ın anlamını biliyor.Yasak olanları izin olmadığını anlıyor :) ama yine de yapmak istiyor:) Yasağın cazibesi çekiyor yavrumu :))Biz de oyuncaklara dikkat çekiyoruz şimdilik ilgi yönünü değiştirmeye çabalıyoruz.Anne baba yanındaysa yabancılar dost , anne baba yoksa yabancılar düşman oluyor :) Tüm bunların dışında hayatta hızla değişen gelişen şeyler oluyor ama ,hepsi teferruat kalıyor.
30 Eylül 2009 Çarşamba
Güzeller geldi hanım heyy

18 Eylül 2009 Cuma
İLK NEZLE
Artık koltuk kenarlarında sıralayıp desteksiz ayakta durma sürelerini uzatıyoruz.Daha diş çıkarmadı ama yürüme konusunda pek hevesli miniğim.Tabi bu kadar hareketli olunca sürekli peşinde olmak gerekiyor.Sandalyelere tutunup ayağa kalkma bazen kaza ile sonuçlanabiliyor.Neyse ki şimdilik önemli bir kaza yaşamadık.Bebekler nedense özellikle hep hayır yanıtı alacakları şeyleri yapmak istiyor.Prizler , kapı araları ,kapı arkaları ,sivri köşeler , çöp tenekeleri, büyük su bidonları ,yutabilecekleri her şey hatta ağızda tadılmak için her şey,banyo yerinde yuvarlanma.... hepsi de HAYIIIIRR deyivereceğim şeyler.İpeğ e hayır dememek için resmen kendimle mücadele veriyorum.Olabildiğince hayır kelimesini kullanmamaya çalışıyorum.Aslında yapmasını istemediğim şeyleri ona hayır demeden anlatmaya çalışıyorum.Çünkü çocuklar anne ve babanın birer aynası halini alıyor zamanla. Öğrenme , hayata dair şekillenme çoktan başladı.İşte bu dönemde Sürekli hayır o ellenmez hayır bunu yapma hayır gitme şeklinde büyüyen bebekler itiraz etmeyi öğreniyor.İtiraz etmek yemek yemeğe , kıyafet seçimlerine, uyumaya , yapmasını istediğimiz her şeye itiraz etmek öğrenilmiş oluyor.Planım ipeğin merak ederek keşfe çıktığı alanlarda onun için zararlı olabilecek durumları baştan hazırlamak.Ortamda çok fazla değişiklik yapmıyorum.Genelde yerinde durması gereken eşyalar yerlerinde.Bazı sevmediğim ama keşfetmesine izin verdiğim alanlar da oluyor.Mesela mutfak boş su şişesi ile yuvarlanmak en sevdiklerinden biri.Gerçekten tehlike yaratacak durumlar da ise ilgisini hemen başka bir yöne çekmeyi ve tehlikeli olanı unutturmaya çalışıyorum.Ev terliklerinin tadına bakmaya bayılıyor :) Uzaklaştırıyoruz hemen.Oyuncaklar bu arada çok önemli.Oyuncak seçimini ilgisini çekebilecek şekilde yapıyorum.Beraber oynuyoruz önce sonra biraz kendisi oynasın istiyorum.Oynayarak öğerensin .
Beslenmemizde kıymaya alıştık.Akşam milupanın ballı irmikli muhallebisini çok seviyor.Artık hazırlayıp elimde gördüğü an hamm hamm diyor:) Dün ilk defa el sallamış ama biz göremedik tabi :( Bu çalışan anne olmanın en nefret ettiğim yanlarından biri.Şimdilik sabahları biz giderken çok tepki vermiyor.Ama biraz daha büyüyüp ağlarsa işte o zaman nasıl dayanırım ki acaba :( ?
13 Eylül 2009 Pazar
Yaz Yaz Yazı
11 Eylül 2009 Cuma
yağmur
9 Eylül 2009 Çarşamba
Uykusuz her gece
3 Eylül 2009 Perşembe
tam tam 7. Ay :) İpek Sekiz Buçuk cuk kilocuk
Artık kırmızı et yiyebilecek miniğim.Örnek listemiz şöyle:
Sabah 08:00 Kahvaltı
- Tuzu alınmış yarım kibrit kutusu büyüklüğünde peynir ara ara labne olabilir
- 1 tatlı kaşığı pekmez
- Haftada 2 ceviz içi (öğütülmüş)
- 1 yumurta sarısı (gün aşırı)
- Anne sütü veya devam sütü ile birlikte
- 1 Dilim bebek ekmeği eklenebilecek.
- Meyve püresi ikili karışımlar halinde hazırlanabilir
- Muz-Kayısı
- Şeftali-Elma
- Muz-Armut
- Üzüm-Elma vs
- Sebze püre veya çorba kıvamında hazırlanıp içine 1 çorba kaşığı iki defa çekilmiş yağsız taze dana kıyma eklenecek. Önce kıyma pişirilip sebzeleri sonradan ekleyip çok aşırı kaynatmadan sebzelerin vitamin değeri korunarak hazırlanacak.
- Çorbaların içine mercimek , prinç, kesme (veya erişte de denir), ara ara eklenebilecek.
- Kırmızı ete başladıktan 15 gün sonra tavuk eti kıyması da verilebilecek
- Artık yemekler biraz daha ağızda hissedilir pütürde olacak .Ara Ara eline ekmek verilecek ancak dikkatli olunacak:)
- 1 Kase yoğurt
- Gece öğünü olarak muhallebi yenebilecek.
Ayrıca İpek biz akşam yemeğini yerken mama sandalyesinde pek boş durmuyo:) ille yediklerimizden istiyor.Bende ona uygun sebze yemeği suyundan cimcik cimcik ekmekle yediriyorum.Kavun karpuz artık ne varsa onlardan verebiliyorum.Şimdilik balık yiyemiyor.8.ayında başlıcaz.
Bütün bunların dışında İpek 6.ay ortası itibari ile ayakta durmaya başlamıştı.Erken yürüyeceğini tahmin ediyoruz.Zaten kıpırdak kuzum hiç yerinde durmuyor.Çok meraklı ve artık ismediğim şeyleri söylediğimde hemen anlıyor. Babasını ve beni diğer insanlardan daha net ayırıyor.Elinden oyuncağı alındığında ağlayarak tepki veriyor.Oyun oynama kavramını iyice anlamış durumda .Sürekli oyun oynasak hiç sıkılmaz :) İşe giderken ,Sevim i uğurlarken, babanneyi uğurlarken kısacası kim nereye gidiyosa bay bay yapıyoruz.İpek henüz bay bay elini sallamadı ama beş parmak açılıyo sonra sıkılıp kafayı çeviriyo.Of çok sıkıcısınız der gibi :)
Dün Dr kontrolü sonrası ipek ve sevimi eve bırakıp dooru işlere dağıldık.Kocamanın toplantısı vardı.Pek telaşlıydı.Hazırlıklar falan.Ben iş çıkışı bir koşturmaca eve gittim.Annemler , kardeşim ,ablam yeğenim kuzum fatih'im iftar için bize geleceklerdi.Annem erken gelip mis mis yemekler yapmış:) bende iş çıkışı yetiştim ona.Kısa sürede bir telaş hazırlandı iftar sofrası.Pek içime sinmedi gerçi ama bebekli ve çalışan olunca böyle oluyormuş demek :) Evde hummalı bir yemek çalışması olunca ipekçiğim uyumamış pek.Annem de ipek uyusun diyerekten ses çıkarmamak adına ağır çekim yapmış herşeyi:) Velhasıl yemekler yendi (zaten onca saat hazırlarsın 10 dakkada doyarsın ) çaylar içildi ipek hanımla oynaşıldı uyutuldu ve bir gün daha sona erdi.Sona eren günün ardından ipek kızımız uyanmasın diyerekten bulaşık makinası temizleri yerlerine yerleştirilemedi .Kirliler sudan geçirilip lavaboda kaldı.Ev aldı başını gitti .Sabah uyandığımda kocaman temiz bulaşıkları yerlerine, kirliler makineye işlemini tamamlamıştı.Kendisine teşekkür eder başarılarının devamını dilerim :) Şaka bir yana kocaman bu kadar sevgi dolu ve her konuda yardımcı olduğun ,hep yanımda olduğun için teşekkür ederim aşkım.
Kızım gece güzel güzel uyudun.Beni de kendini de dinlendirdin :) Sana da teşekkür ederim miniğim :)
1 Eylül 2009 Salı
Yana Yana Yangın İzlemek
Şimdi yangınlar yetmezmiş gibi bir de orman alanlarının turızm için seferber edilmesi gündemde.Buyrun buyrun kalan birazcıklarıda kesiverin de sonradan üzülmeyelim yangın oldu diye.Yanacak bırakmayalım ki sonradan uğraşmayalım.Dimi ama yangın çıkacak sonra söndür falan bir sürü çalış zaman enerji para ohoooo En iyisimi keş başlı başına kurtul . Hem ya turız? oda? otel? herbirşeyciklerin dahil olduğu robot tatil?
Daha çok enerjiyi dikmek için ,ayakta kalma mücadelesi veren türler için harcasak keşke.Keşke yine sık sık televizyonda orman yangını bilgilendirilmesi yapılsa.Ormanların değeri insanların gözüne sokula sokula durmadan reklamı dönse aklından başından çıkmasa çıkamasa.
Bakir koylar bakir bırakılsa bebeklerimiz de bakir koyları görebilse.Ramazan Ramazan dualarım kabul olsa insanlar toplanıp bakir ormaların kesilip daha doğrusu katledilip otel yapımaması için ayaklansa ne mutlu olurum.
Yazacak çok şey var da işin özü yanıyoruz a dostlar yana yana yakılıyoruz bi de durduramıyoruz.Devlet mülkiyeti ormanlar ,devlet işletmesi ormanlar yanmasın, kesilmesin.
Bu postu sadece orman için ayırmak istedim.Ancak kısaca hafta sonu hızlı geçti.Arkadaşlarla dolu dolu bir hafta sonuydu.Kızım ilk arkadaşı Minik Ecrin'imiz ile buluştu.Kayınvalidemde (hep garip gelir bu kelime nedense serpil anne demek daha güzel) güzel bir iftar buluşması yaşadık.Lezzetli yemekler yendi çaylar içildi :) İpekçiğim artık sofra görünce yemek yenildiğini anlar durumda asla uzakta kalmayıp ritüele dahil olmak istiyor.Masada yemeklerden cimcik cimcik yemekten çok keyif alıyor.
Bugünlerde babaya hayran. Kucağından inmek istemiyor.Babasını görünce nerde olursa olsun hemen ona yöneliyor.Yoksa bu kız babasını benden çok mu sevecek yaaaa :(( banane işte :( Arkadaşımızın annesi tarhana yapmış ipekçiğime göndermiş.Ellerine sağlık hemen yaptık yedirdik.Şu sıralar bizde de özgüranne ler de ki gibi kışımsı bir hazırlık var.Buzdolabı aldı başını gidiyor.Bir el atıp fresh fresh doldurmak gerek :)
28 Ağustos 2009 Cuma
Şimdi sıra mim konusunda. Sevilen 7 şey buna da buyrun:
- Önceliklen özgür olmayı severim.Ruhumu özgür hissetmeliyim.İstemediğim şeylere zorlanmak beni deli eder.Ruhum sıkışır.Bu nedenlen evlilik çocuk felan hep istek dahilinde olmalı hayatımda netekim netekim öyle de olmuştur:) çok şükür :)
- Gezmek , gezdikçe sindirmek , öğrenmek ,öğrendikçe merak etmek gibi gibi . Gezmek işim olmamalı zevk için, tatil için gezmeliyim ben.Yani tur işiyle uğraşamazdım :) Dönem dönem gezi beklentilerim değişebilir.Bir zaman gelir, içimden şöyle lüx bir otelde olayım jakuzi havyar keyfi yapayım herşey en lüxüylen yaşayayım derken öyle zaman olur şipidik terlik çanta sırta hadi olimposa çadır hayatına da diyebilirim.( bu arada tatil hediyelerine bayılırım.Şirketler çalışanlarına tatil hediye etsinler bol bol :) )
- Pek beceremesemde mutfakta yemek pişirmeyi severim.Yeni tatlar lezzetler ilgimi çeker pişiresim gelir :) hatta bir ara pasta yemek kursuna gitmeyi düşündüm lakin körolası zaman işte olmadı. Gidemedim.
- Meslek nedenli midir ? bilinmez ama insanla uğraşmayı severim.Hastalıklar , sağlık , hep ilgi alınımda olmuştur.Çocukken en sevdiğim oyuncaklar doktor takımı olanlardı:)
- Klasik bir sevgi ama kitapları severim .
- Modayı severim.Hem güzide semtimiz moda hem moda (stil , saç, makyaj , yeniler , home , dekorasyon, ) gibi
- Yaz ları severim. Yazmayı severim.Kokuları severim.(Duyguların bile kokusunu severim) Bana sevmeyi öğretenleri severim.7 yi geçti mi ne ?
27 Ağustos 2009 Perşembe
yeni yeni yeniler
25 Ağustos 2009 Salı
oyun kitabı
Çalıştığım günler eve gelir gelmez hemen süt merasimi yapılır.
Kızımla, bakıcı teyzemizle günün kritiğini yaparız(gün içinde 50 sefer konuştuktan sonra kadında pek hal bırakmasamda :) ) Teyzemize bay bay deyip, müzikle birlikte biraz yerlerde yuvarlandıktan sonra banyo
bakım
işlemleri halledilir.Babanın da gelmesiyle voltran ekibi tamamlanır.Uyku çok ta açılmadan üçlü voltran keyifi yapılır ,babası tarafından kız bol bol koklanır ,depolanır.Minik kuzu gece öğünü için sütünü içerken gözler de yavaş yavaş uykuya dalmaya hazırlanır.Hal böyleyken ipek hanım doğru yatağına yatırılır.Şimdi artık anne baba birbirlerini görmeye başlar.Sonra şak şak .. gelsin yemekler eğlence keyifler...( mi ?)
Ayşe ipek doğduktan sonra herşey onun merkezinde yoğunlaştı doğal olarak.Çömezlik durumlarını biraz biraz atlatınca (daha hala çömezim o ayrı)sanki yaşam 'evde bebek var ve uyuması gerek' moduna döndüğünü aman uyanmasın , sus uyusun stili bir yaşam kurmaya başladığımızı farkettik.Yani ipeğin uyuduğu saatler aslında senin saatlerin ya, o saatleri de sessiz flim oynarcasına geçirir olduk.Sanki herşey 'onun uyuyabilmesi için yapılır' gibi gelmeye başladı.Mücadele uykuya dalmasıyla bitmez asıl şimdi başlamıştır.Anne ve babanın aklında tamamiyle ya uyanırsa uykusu bozulursa modu vardır.Bazı bebekler seslere karşı aşırı duyarlıdır.Bizim kız da onlardan .Doğduğundan beri uykuları düzenli ve fakat çıt sesi bile onu etkileyebilir cinsten.Hal böyle olunca evdeki yaşayan diğer iki canlı varlık anne ve babayı düşünün bir.Mesela salonda uzanmışsın günün yorgunluğu belin sırtın kıyım kıyım tam şöyle seslenip kocamana bişeyler isteyeceksin gelirken getirsin ama mümkün mü ? bir iki sessiz seslenmeyi (?) denersin baktın olmadı kalkarsın.Ya da çekmeceden kaşık alacaksın, makineye bulaşık yerleştireksin ,hele hele makinadan temizleri çıkaracaksın oho büyük ses kalsın sabaha dersin.İpeğin odasındaki parkelerin çıtırtılarının yerlerini ezberledim nerdeyse ,basmayayım da ses çıkmasın diye:)
Hatta kocamanla didişmelerimiz bile 'niye ses çıkardın' a dönüştü:) komik ama gerçek :)Şimdilik tüm hayatımız ipekçiğimizin konforu rahatı sağlığı için kurgulanmış.Bundan böyle de bu şekilde devam edecek.Ve ipek büyüdükçe ,biz çömezliğimizi üzerimizden attıkça değişimler olacak.En azından kendimize ayırdığımız vakitler artacak.(umut güzel şey)İpek özgüveni için biraz biraz tek kalmaya kendi kendine oyunlar kurmaya,uyandığında tekrar kendi kendine uykuya dalmaya alışacak.
Bu arada hayatımıza bir de hiç bilmediğim bebek oyunları kavramı girdi.DR. MIRIAM STOPPARD ın Tavsiye üzerine 007 yılı Anne ve Bebek Ödülleri’nde En iyi Bebek (6-18 ay) Oyuncağı Altın Madalya’yı kazanan kitabımızın netten siparişini verdik bekliyoruz.
Ayrıcaaa kocamanın ipeği uyuturken söylediği ninnimsi şarkının sözleri
Hamside koydum taka taka tavaya
Zıpladı gitti haha havaya
Hamsinin gözleri ışıl ışıl
Uyuyada kalmış mışıl mışıl
bizim kocamanın uydurması ise ;
haha hamsi koydum ta ta tavaya veya tata tavaya koko koydum hamsi diye başlayıp sonunun fenerbahçe şampiyonluğuna kadar gittiği ipekçiğimin artık uyumak zorunda kaldığı şarkı
19 Ağustos 2009 Çarşamba
bebek modası

Yaz sıcaklarında tatil modasında neredeyse ilk sıralarda huggıes lıttle swımmers yeralmakta.Miniklere de pek yakışmakta.Annelere de büyük kolaylık sağlamakta :)Eylül de antalya tatili için almayı düşünüyoruz.
Artık neredeyse her bebeğin önlüğü bir tasarım harikası.Ayrıca çok eğlenceli olan bu önlükler pek moda:)En son kullandığımız mothercare tek veya bilemedin iki üç kullanımlık( bebeğin kirletme performansına bağlı)önlükler.Gezme kullanımı için de bire bir.Büyük kolaylık çok sevdim :) yıkama derdide yok kutusunda 20 adet var ve fiyat olarakta uygun.

Emzikler birçok bebeğin vazgeçilmez aksesuarı gibi.Emziklerin de renk renk ,boy boy, çeşit çeşit modeli var.Her çeşit inde ayrı ayrı saklama kapları var. Bizim kız en çok nuk emziklerini seviyor bu arada biberonlar da ayrı bir şirin.
Kılık kıyafet için genelde bolca gelen hediyeleri :) değerlendiriyor olmakla birlikte özellikle tercih ettiğim bir marka yok ama genelde mothercare , chicco,c&a,lcw,child mccays gibi markaları tercih edebiliyorum.Badylerde tulumlarda fuar baby de güzel :) happy baby de
kızımın tupperware baby mama seti geldi.Fotograflarını yakın zamanda yüklemeye çalışacağım.Kaşığına bayıldık.Sapıyla diş etlerini kaşıyor:) kaşırken çok komik oluyor:)
Bloger !! yazdıklarım neden gücellenmiyor
14 Ağustos 2009 Cuma
Bir İki Üç Mimm
- En sevdiğimiz üç erkek kimdir ? Kimdir? Babadır ilkin (ilk gözağrısı ne de olsa) sonra kocaman gelir.Herşeyi paylaşılan herşeyi paylaşan tutku barındıran şevkatle saran kocaman :) sonraa sonra iki yeğenim var.İkisi de dünya tatlısı akıl küpleri iki yakışıklı ikisi de çocucum gibi
- Yaşadığım şehir dışında üç şehir nedir? Aslında İstanbul en çok ama istanbul dan sonra en çok İzmir-Çeşme Antalya ve civarı yaşanabilir bence bir dee Edirne aslında Edirne ve Eskişehir ikisi birlikte denebilir:) çok mu aç gözlüyüm ne:) Aslında como gölü yanında bir ev veya Beverly Hılls te bir yaşam da olabilir :) yelpaze geniş
- En önemli Fobim nedir? Sanırım ölüm.Yani börtü böcekten de kokarım.Ama sevdiklerimi kaybetmek en büyük fobim diyebilirim.
- Gelelim giyimde en çok tercih ettiğim renk (ler) nedir?Leopar desen kumaşlar , parlak saten rengarenk gömlekler deermişimm:) Hayır tabi ki ben de özellikle şu sıralar (hemen hemen her yeni doğum yapmış anne gibi Ebru şallı vb saymazsak ) siyah ilk tercihim oluyor.Ayrıca siyah rengini de severim.Bunun dışında beyaz içimi açar iyi hissederim.Nar çiçeği, turkuaz, karamel renkler , toprak renklerini severim.Şimdiler de gri ve mor da dikkatimde:) Benim gibi bir terazi hatununa sorulur mu bu soru yaaa :) uzar gider bu liste valla :)
- Şimdi gelelim mim işinin en güzel yerine .. ben de Yenianne , Pıtırcık seyhanı , cimcime evrim i mimliyorum :)
12 Ağustos 2009 Çarşamba
Anne olma, Kadın olma, İş kadını olma...
8 Ağustos 2009 Cumartesi
uyuyan güzeli bir prens öptü sanırım; güzel uyumaz oldu
Artık evde alt dolap kapakları bantlanmaya, kapılar kapatılmaya( özellikle banyo kapısı) başlandı.Hanım kızımız pek meraklı neredeyse çekmecelere bile elini atacak.Emekleme hızımız giderek artıyor dün itibariyle emekleyip durunca da kendiliğinden oturmaya başladı kuzum.Emekleyip emekleyip pıt poponun üstüne oturuveriyor:) Bazen emeklemek yetmiyor kollarının desteğiyle ayaklar yere basılmaya çalışılıyor popo yukarıı kalkıyor görüntü o kadar komik ki takala atacak gibi :) tabi ben tetikte, ya düşerse şeklinde :) Dün bizim kızı biraz yatağında oyuncaklarıyla oynasın ben de rahat rahat yemek yapayım düşüncesiyle yatağına koydum.Oyuncaklarıyla da oyun kurdum. Oynaması için bir sürü abidik gubudik şey yaptıktan sonra mutfağa gittim. Aradan 10 dakika geçmedi ki bizim hanım bir huzursuz sesler çıkarmaya başladı.Odaya gittiğimde yatağın kenarlarına tutunarak yatak içinde ayağa kalkmıştı.Artık güvenip hiç bir yerde yalnız bırakmamam gerekiyor sanırım. Bizim kız 9. ayına kalmaz yürür gibi geliyor:) Biz de yemeği kızımla birlikte yaptık:) Mama sandalyesine oturtup mutfağa aldık hanımı eline de en sevdiği oyuncağı yani budolabı poşetini verdik. Hem sohbet ettik, hem oyun oynadı, hem yemek pişti, hem gözümün önündeydi de bu bebekli hayat bebek hareketlendikçe daha zor bir hal alacak sanırım
Gelelim asıl değişikliğe ipek kuzusu son 1 haftadır geceleri çok sık uyanmaya uyandığında ise uyumamak için direnmeye başladı.Doğduğundan beri gece uykuları çok düzenli olan kendi kendine uyuyabilen kızıma ne oldu anlamadım.Fikri olan beri gelsin :) Genel durumunda keyfinde bi değişiklik yok.Acaba emeklemek mi yordu kuzumu ? uyku eğitimlerine başlayalım bari bu iş böyle gitmez düzeni ele almak gerek :)Bu arada ben ayşe ipek doğduğundan beri ilk defa bu kadar yorgun uykusuz hissediyorum.Genellikle gece uykumuza saat 21:30 itibariyle yönleniyoruz.Benim kızım öyle saat 19-20 gibi banyo yapıp uyuyan bebeklerden değildi hiç.Banyosunu da yapsa sütünü de içse ille saat 21:30 u buluyo uyuması.(Biz beceremedik belki de) Neyse genelde kendi kendine uyur gecede bir defa uyanır sütünü içer yine uyurdu.Şimdi gece her saat uyanıyor.Hayır normalde bebekler ilk ayları uyuyamaz, 6.ayında herşey düzene girer vs vs e peki bu da nesi şimdi ? Bizim ki 6.ayına bastı maşallah düzen tepe taklak oldu. Gece uykulu uykulu ne yapacağımı da bilmiyorum.Kimileri kucağına alma iyice uykusu açılır diyor kimileri kucağına al sakinleştir diyor.Zaten feber metodu denen şeyi uygulayabileceğimi hiç sanmıyorum.Tracy teyzeye göre kaldır -yatır yapmak gerek ve fakat onda da bizim kız durumdan pek hoşnut olmuyor.Önümüzdeki hafta 5 günlük blog iznim var izin günlerinde bu konuyu ele almak şart oldu.Kısa sürede çözüme ulaştırabilirim umarım.